Kayıtlar

Nisan, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Küçük Prens 70 yaşında...

Resim
Çocuklara yazılmış hikayelerin listesi yapıldığında Küçük Prens'in içinde yer almadığı bir listeyi düşünemiyorum... Oysa bence büyükler için yazılmış en güzel hikayedir. Fransız yazar ve Pilot Antoine de Saint-Exupéry büyüklere yazmıştır bu hikayeyi ve onlara demiştir ki siz büyüdükçe dünya heyecansız, anlamsız ve kirlenmiş bir yer oldu... Oysa içinizdeki Küçük Prens'le onu yeniden yaşanır hale getirebilirsiniz... İşte Saint-Exupéry'nin 1941 Ocak'ında yazmaya başladığı ve ilk kez Nisan 1943'de yayınlanan Küçük Prens'in bu ay 70. doğumgünü...

Don'dum Kişot...

Resim
Yıllarca hayalini kurduğum Rus Balesi izleme rüyam nihayet geçtiğimiz cuma günü gerçek oldu... Ama hep hayalini kurduğum kadar güzel bir rüya değildi ne yazık ki... Meğer The Imperial Russian Ballet topluluğu benim bildiğim St. Petersburg'un ünlü Mariinsky Balesi değilmiş... Sadece aynı isimle kurulmuş bir bale topluluğuymuş...  Bolşoy Balesinin baş dansçılarından Gediminas Taranda tarafından 1994 yılında kurulmuş... Yine de mutluydum, uzun zamandır ilk kez bale izlemek beni eski bir dosta kavuşmuşum gibi mutlu kıldı...

Çok hem de çok cup bi kek...

Resim
Yiyecek ve içecek sektörü bence hiç bitmeyecek ve hep kazanacak bir sektör çünkü biz insanların yaşamak için en önemli ihtiyacı yemek ve içmek... Nasıl ki arabalar benzin olmadan gitmez bizim de yakıtımız yemek ve içmek... Boşuna dememiş atalarımız "aç ayı oynamaz"... Oynamayı bırakın ben aç oturamam bile...

Bizim gibi ama farklı ve özel...

Resim
Sadece 1 ay yeter mi dikkat çekmeye bilmiyorum, ama Nisan ayı ülkemizde otizme dikkat çekme ayı imiş... Ben de bundan sevgili blogger arkadaşım Deeptone 'un blogunda okuduğum yazı ile haberdar oldum. O da gönüllü otizm aktivisti  Müge Köklü Atik'in blogundan okumuş... Ne yazık ki ne tv'lerde ne de gazetelerde bu ay bu etkinlik ile ilgili pek bir şeye rastlayamadım. Galiba bizim gibi ama bizden farklı ve özel olan otizmlilerin farkına varmamız için daha pek çok aya ihtiyacımız var...

İçindeki çocukla dans eden kadın...

Resim
30. Ankara Müzik Festivali kapsamında geçtiğimiz cuma akşamı (12/04) Lara Fabian konserindeydik... Son dönemde dinlediğim en güzel sesti... Beni hiç bilmediğim diyarlara götürdü... Oturduğum yerde dans ettirdi, seyahat ettirdi, bir duygudan bir duyguya, bir yerden bir yere gezdirdi...

En güzel hediye... İşte doğduğun an...

Resim
Hayatta bazı anlar çok özeldir... Hele ilk'lere dair anlar ise özelin de özelidir. Geri getirilemez, yeniden yaşanamaz anlardır ilk'ler... İlk aşk, ilk sevgili, ilk öpücük, heyecanlı, mutlu, tutkulu pek çok anınız olabilir ama ilk kez kalbinizi çarptıran o an gibi olmayacaktır diğer anlar... Keşke her ilk an'ı anılarda yaşatmaktan öte, bir de fotoğrafla ölümsüzleştirmek mümkün olsa... 

Pizza'nın tava hali...

Resim
Hayata dair sözlerde yemekleri, onlardan aldığım tadı ve keyfi anlatmayı tercih ediyorum, yemek tarifi vermeyi ise bu konuda yazan bloggerlara bırakmanın en doğrusu olduğunu düşünüyorum İşte bu yüzden size tarifine Neslice Tarifler 'den ulaşabileceğiniz tavada pişen pizzanın bizdeki hikayesini anlatacağım...

Yunan Tanrılarının sihirli formülleri...

Resim
Yükselen burcumun Aslan olmasından mı, yoksa tüm çocukluğumun anılarını temizlik kokularının oluşturmasından mı, nedendir bilmem mis kokulara, parfümlere, banyoda keyife, banyo sonrası keyife, kremlerle masajlara, mis mis kokmaya pek bir meraklıyımdır... Güzel kokmak için çeşit çeşit parfümler, kremler, kolonyalar ve deodorantlara bir servet harcayabilirim... Pis, kötü, bakımsız kokmaktansa, mis gibi kokularım olsun milyar borcum olsun derim hep... Çünkü insanın kokusudur hep akılda kalan...

Ankara'da Müzikli Günler...

Resim
Şehrimizin kışı soğuk geçirmesinden midir nedendir bilemem adeta minik ayı yavruları gibi kış uykusuna çekiliriz evlerimize. Sonra güneşin yüzünü göstermesiyle bir anda bahar dalları gibi pıtırdarız biz de... Ve tüm kış boyunca kapandığımız evlerimizden çıkar eğlenceye dalarız... Biz Başkentliler etkinliklere, sanata, aksiyona, eğlenceye açızdır. İşte böyle güneşle birlikte biz de hızla kaşıkla dalarız etkinliklere, açlığımızı bastırmak üzere... 

Neden her güne karşı bir hikaye?

Resim
Hiç anlayamadığım bir tavır var insanların büyük bir hevesle ve mutlulukla kutladıkları günlere karşı... Yeni yıl, sevgililer günü, 1 Nisan şaka günü... Bunların hepsine karşı çeşitli hikayeler, çeşitli kötülemeler okuyorum. Neden diye soruyorum kendime? Neden insanlardan bazı günlerin neşesi geri alınmaya çalışılıyor? Ya da belki ben yanılıyorum öyle bir çabası yok kimsenin...