Veni vidi vici... ben buraya bir daha gelirim ki... yenmem ama yerim ben :)) vol.1


Tarihi seviyorsanız, yemek-içmek en büyük keyiflerinizden biriyse, alışverişten zevk alıyorsanız, güzellik, zarafet ve sanata ilgi duyuyorsanız...  Ne duruyorsunuz hemen bir Roma tatili planlasanıza... Bu şehir sizin için biçilmiş kaftan... Her köşesinde mutluluktan havalara uçabilirsiniz...


Yurtdışı tatili planlıyorsanız yapmanız gereken şeylerin en başında erken rezervasyonun tüm fırsatlarından yararlanabilmek için gideceğiniz yeri ve zamanı belirlemek geliyor... Böylece havayolu şirketinin, otellerin ve hatta tur firmalarının size çıkartacağı son dakika faturalarından epeyce kar edeceğiniz garanti... Tabii sonra da vize işlemlerinizi ayarlamanız şat eğer vize uygulayan bir ülkeye gidiyorsanız.  Ama bunlardan daha da önemlisi tatile çıkacağınız ekibin seçimi... Zevkeriniz ve renkleriniz uyuşmuyorsa yol arkadaşlarınız size cenneti cehennem edebilir. İşte o yüzden siz de benim gibi yapın. Hayatınızdaki pek çok güzel anı paylaştığınız dostlarınızla yola çıkın... Tabii yine benim gibi o ana kadar sadece bir iki kez yemek yediğiniz bir arkadaşınız da varsa ekipte dua edin, o da uyumlu bir kişi çıksın. O zaman görürsünüz eğlencenin dibi ne demek... Roma tatilimde ben gerçekten çok şanslıydım. Hayatımda yaptığım en güzel tatillerden biriydi.

Kesinlikle unutmamam gereken bir uyarı; eğer tatil organizasyonunuzun rotası Roma ise ve eğer tur firması ile gidiyorsanız, gitmeyin... Çünkü bir kaç şehri size gezdirmeyi vaat eden tur firmaları ne yazık ki size sıkıştırılmış bir Roma programı yapıyor, oysa Roma'yı yaşamanız için görmeniz gereken çok güzel yerler var, sıkıştırılmış programda tadını dahi alamayacağınız bir çok lezzet var... Aynı dönemde Roma'da bulunduğumuz Nilay Abla, bir tur firmasıyla Roma ve bir kaç şehri daha gördü ama sürekli konuştuğumuzda anladım ki o ziplenmiş bir Roma gördü, biz ise tüm Roma'yı gördük...

Roma'ya gitmeden önce internette araştırmalar yaptık. Roma ile ilgili en güzel ve en rehber bilgileri Roma Rehberi sayfasında bulduğumuzu söylemem gerek. Rehberimizin bize söylediği gibi Lufthansa'nın Ankara-Münih, Münih-Roma aktarmasıyla vardığımız Roma Fiumicino havaalanından Roma Pass adlı bir tür şehir fırsatları kartımızı aldık. Bu kart kişi başı 34 euroya 3 günlüğüne ilk 2si ücretsiz olmak üzere müzelerde indirim, 1 ulaşımı ücretsiz olmak üzere tüm otobüs, metro ve tren hatlarında indirim sağladığı gibi şehir turu otobüslerinden de indirimli yararlanma imkanı sunuyor. Bu yüzden ilk 2 müzeyi çok iyi seçmek gerçekten de önemli 1 taşla 3 kuş vurmak için Kolezyumla başlayabilirsiniz Roma Pas'ınızı kullanmaya çünkü böylece hem Kolezyum'u hem de Forumları gezdikten sonra, Borghese Galeri'ye de ücretsiz girme şansınız olur. Gerçi bizim ne yazık ki Borghese'ye girmemiz kısmet olamadı.

Şimdi tercih sizin ilk olarak 110 numaralı üstü açık otobüslerle panoramik bir şehir tutu yapıp, kulaklıkla size yapılan tanıtımları dinleyebilir ve şehirle tanışabilirsiniz. Ki bence en güzeli o olur tabii hava günlük güneşlik ise. Böylece gidip gezeceğiniz pek çok noktayı da belirlemiş olursunuz. Bu otobüsün fiyatları ise değişiyor, 48 saatlik full ücreti 20 euro olan bu otobüsten Roma Pass'ınız ile 15 euro'ya yararlanabiliyorsunuz. Böylece 5 euro daha ucuza 48 saat boyunca sınırsız yararlanma imkanınız oluyor. Önce tüm şehri turladıktan sonra, 1 noktadan diğer noktaya giderken 48 saat boyunca sınırsız ulaşım imkanından da yararlanabiliyorsunuz. 72 saatlik bilet ücreti ise 25 euro. Otobüste size bir de harita veriyorlar. Rotanızı rahatlıkla belirleyebilirsiniz.

O halde haydi bakalım otobüsten gördüğümüz Roma'yı bir de yakından gezmeye başlayalım..

Roma dediğinizde hiç kuşkusuz akla ilk gelen yapı eski Roma'nın kalbi Kolezyum (Coleseo) geliyor. Gladyatörlerin mücadelelerine sahne olan dev bir arena. Yaşananları her taşında hissedebiliyorsunuz. Vahşi hayvanların önüne sunulan tüm o hayatların ve kahraman dövüşçülerin ruhları fısıldıyor kulağınıza... "Biz hala buradayız... Dövüşlerimiz hala devam ediyor..." Büyüleyen atmosferiyle Kolezyum sizi yüzyıllar öncesine götürüyor. Kolezyum'dan tarihi Roma Forumuna geçip, bu eski yönetim merkezinin muhteşemliği sizleri büyüleyecek. Bizim kaldığımız otel Forum Imperiali'nin hemen karşısında Triano idi. Tavsiye ederim bu kadar merkezi bir otelde kalmalısınız ki Roma'nın kalbinde her yere yakın olabilin.

Buraya en yakın bir diğer muhteşem yapı Piazza de Venezia'nın ortasında yükselen bembeyaz mermer heykelleriyle göz kamaştıran bu yapıyı ne yazık ki Romalılar hiç sevmezmiş. Tarihi dokuya yakıştıramadıkları bu kar beyaz şahesere onlar "Roma'nın Takma Dişi" diyorlarmış. Ama itiraf ediyorum ki biz tam karşısındaki kafede oturup şaraplarımız eşliğinde heykellerini hayranlıkla izledik.

Böylece yarım günde şehrin bu bölgesindeki gezilecek yerleri görmüş olduktan sonra yine 110'a binerek 6 no'lu durakta inerek gününüzün 2. yarısını Vatikan'a ayırabilirsiniz.

Dikkat... Dikkat... Turlar Vatikan'ın sadece ibadet kısmını gezdiriyor oysa Vatikan'ın müzesi ve Sistine Şapeli insanı muhteşem gravürlerle, heykellerle başınızı döndürecek muhteşemlikte.İşin kötü yanı ünlü Tanrı'ya dokunuş freskinin olduğu salonda çekim yapmak yasak gerçi biz sizler için küçük çaplı bir kaçak çekim yapmayı başardık. Öte yandan belirtmem gerekir ki Vatikan'daki görevliler de özel olarak seçilmişler adeta... Hepsi bir içim su. Gerçi Vatikan'ın o ünlü muhafızlarını o denli komik giydirmeseler daha iyi olurmuş ya olsun...



Böylece Roma'da bir günün sonuna gelmiş oldunuz. Vatikan'ın çok yakınında muhteşem güzellikte bir restoran var. Adı Arlu... Leziz pizzalarının ve makarnalarının tadına bakmadan geçmeyin. İşin doğrusu tripadvisorı yükleyin. Muhteşem restoranları onun sayesinbde şıp diye bulduk diyebilirim. Gittiğimiz hiçbir restoranda hayal kırıklığına uğramadık. Arlu da bunlardan en ünlülerinden biriydi diyebilirim. Zaten İtalya'da yemek yemek ayrı bir eğlence. Şarapları özellikle pinot grigio, chianti ve prosecco'yu şiddetle denemenizi tavsiye ediyorum. Pizzalarda ise margarita, funghi ve caprese sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Tiramisuyu ise illa ki yemelisiniz çünkü eğer o tiramisu ise bizim buralarda yediklerimiz ne olabilir diye sordum durdum... Patates unundan yapılan gnocchiyi de mutlaka tatmanızı tavsiye ediyorum. İnanılmaz yoğun ama bir o kadar da harika bir lezzet... Tabii salata ve bruschettaları unutmamak gerek...

devam edecek...

Yorumlar

  1. ne eğlenceli senin çevren yaaaa.

    :)

    turla tamam.

    giderken sorarım sanaa.

    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şükürler olsun ki böyle güzel dostluklara sahibim :)
      elbette her zaman sor :))
      hatta buyur bizle gel :)))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...