Pizza ve makarna... hayatın vazgeçilmez iki tadı...

Dünyadaki en güzel tatlardandır pizza ve makarna... Aslında küresel lezzetlerdir diyebiliriz onlara.. Bizde pide... İtalya'da pizza... Bizde erişte... İtalya'da makarna... Bizde mantı... İtalya'da dolgu makarna... 


Biz de dedik ki her iş ustasından öğrenilmeli... Tuttuk Peperoncino'nun yolunu sorduk Daniel'e pizzanın ununu :))



Benim kuponsever arkadaşım Serhat, yemek kursu sever arkadaşı Elif'e Peperoncino'da pizza ve dolgu makarna kursunun kuponunu haber verip eşi Aysun'la gitmemizi önerince hooopppp atladım bu teklife. Çünkü yemek kursları arkadaşlarınla gidersen beş on katı keyifli oluyor. Ve daha önce de kursuna gittiğim, arkadaş olduğumuz sevgili Daniel Şef'i aradım ve o tatlı kırık Türkçesiyle "Elfff sen geeeyyyylll kupona geyrekkkk yokkk" dedi. (daha önceki macera için tıklayınız:)

Biz de toplandık ve Peperoncino'nun yolunu tuttuk. Kalabalıktık Arı Kolejinden arkadaşım Ayşegül ve eşi Tolga, işyerinde arkadaşım Çolpan ve Ankara Hukuktan arkadaşlarımın güzel eşleri Aysun, Emel ve Seçil'le... Ve hamur ile imtihanımız başladı. 

Hayatında hiç hamur açmamış Çolpan harikalar yaratırken, ben sürekli hamuru patlattım iyi mi güya acemi o mutfakçi bendim. Daniel'in "Avukatttt sen ne yaptın" çığlıkları eşliğinde gülerek eğlenerek pizza hamuru açmayı öğrendik. Sonra da sevgili şefimiz bize üç renkli dolgu makarna nasıl yapılır onu gösterdi. İşte batırdığım nokta tam da burası oldu üç rengi ayarlarken bir bölümün diğerinin üstüne gelmesi gerektiğini anlamadığımdan makarnalarımın iç dolguları patladı dışarlara taştı. Ama yemek işi böyledir hata yapa yapa öğrenirsiniz. Ustadan ders alırsanız da işin sırlarını da bilirsiniz. ( Daniel'in kurs programı için tıklayınız.)

Biz büyük şehir insanlarının boş zaman değerlendirebileceği yerler gerçekten çok az. Hele de Ankara'da yaşıyorsanız. Ya avm'lere doluşuyoruz ya da evlere kapanıyoruz, akşamları ise çoğu zaman ya bir restorana, ya bir bara, klube ya da sinemaya, tiyatroya gidiyoruz. Boğazımız yok ki gidip yürüyüş yapalım, öyle büyük parklarımız filan da yok ne yazık ki bir Eymir bir de Gölbaşı onlara da her zaman  gitmek mümkün olmuyor... Bazen de hep aynı yerlerde dolanmak sıkıcı olabiliyor.


İşte o yüzden size tavsiyem birşeyleri birlikte yapmaktan hoşlandığınız arkadaşlarınızla biraraya gelin ve Peperoncino'nun yolunu tutun. Hem süper mutfak sırları öğrenmiş olursunuz, hem eğlenceli vakit geçirirsiniz ve hem de kurs sonrasında Daniel Şefin mutfağından muhteşem lezzette bir makarna ile zengin mahseninden lezzetli bir şarap tadarsınız...



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her ayrılık bir "Veda"yı hak eder...

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)