Kitap Kurdu...
Tam bir ay olmuş buralara uğramayalı... Dünyanın en saçmasapan rahatsızlıklarından biriyle boğuşuyordum. Neyse ki şimdi iyiyim. Geri geldim... :)) Kulağım aniden duymayı unutmuştu... 5 kortizonlu serum ve 5 kortizon hapıyla hooopppp hatırladı duymayı :)) O duymayı hatırlarken ben de evde 20 gün yattım... Ve tam bir kitap kurdu oldum... 2015'in ilk üç ayı biterken ben toplam 18 kitap okudum bile... Ve en güzel merhaba kitapladır diye sizle bu kitaplarla ilgili düşüncelerimi paylaşayım istedim...
Tabii insan rahatsız olunca haliyle hafif okumaklıkları tercih ediyor. Marquezlerimi, Edgar Allan Poe hikayelerimi bir kenara bıraktım ve daha rahat okuyacağım kitapları aldım elime. Öncelikle üçlü seri kokulu kitaplardan bahsetmek isterim. Manolya, Menekşe ve Papatya Kokulu Hikayeler, bir kaç saat içinde okuyacağınız kadar hafif okumalıklar. İnternette sıklıkla dolaşan hikayelerin derlendiği bu üç kitapın en tatlı yanı keçeden yapılmış çiçekli kitap ayraçları. Bu tarz hikayeleri çok sevmediğimden benim için sadece vakit geçirmek açısından gerçekten de hafif hafif okumalıktılar. Son Şanstaki Diğer Yarım ise Son Şans diye bir seriden bir bölümdü anladığım kadarıyla Son Şans kasabasında yaşayan herkesin ayrı ayrı hikayelerine yer verilmiş bu dizide. Ben bir aşk hikayesine denk geldim. Annemden Kalan ise üç kızkardeşin alzheimer olup hayatını kaybeden annelerinin ardından annelerini ve kendilerini keşif hikayesiydi. Hoş bir okumalıktı doğrusu. Aşk Başka Evde ise aldatma, aşk, metres mi sevgililik mi diye pek çok soruları sordurtan bir romandı. Bu romanların arasında bir de kişisel gelişim kitabı olan Yol'u da okudum. İşin aslı en çok da o kitaptan nefret ettim. Hepimizin bildiği şeyleri farklı bir yoldan anlatan Metin Hara'nın öteye beriye atmamızı önerdiği ki toplarını ben saçma buldum cehaletime verin :)
Kardeşimin Hikayesi inanılmaz güzel bir polisiye roman aslında thriller... Çok akıcı ve merak uyandırıcı. Handan da çok naif... Güzel bir kadın hikayesi. Can Sıkıntısının Eğlenceli Tarihi ise o kadar da eğlenceli bir okumalık değil aslında. Duy Gör Hisset ise minik dostlarımızın hikayelerinden oluşuyor. Bir kaç saat içinde hemen okuyup bitirdim. Sonra da gidip Oscar'a sarıldım... Çok yaşa oğlum dedim... Hep yaşa benim canım... Kafamda Bir Tuhaflık, kaybolan bir mesleğin sokak aralarında yoğurt, boza satan bir esnafın hikayesi. Aslında İstanbul'un, Türkiye'nin hikayesi. Ama senelere yayılmış bu hikayenin okuması biraz zorlayıcı. Akıcı değil adeta ömrünüz de kitapla birlikte geçip gidiyor.
Ve sona en sevdiklerimi bıraktım. O kadar zevk alarak okudum ki bu beş kitabı... Miyav Yarın Yeni Bir Hayata Başlıyorum tamamen tesadüf eseri aldığım bir romandı ama kapağında vaatedilen kahkahaları attırmasa da yüzümde gülümsemeler oluşturdu. Keşke filmini çekseler 2. Amelie'yi çekmiş olurlar dedim. Uçan Halıların Ayrofinamik Sorunlarını resmen birkaç saat içinde okuyup bitirdim. Bu kadar mı akıcı yazılır ve bu kadar mı inceden inceye edebiyatla kafa bulunur. Küçük Mucizem ise down sendromlu kızının aşık olmasıyla hayatı altüst olan bir annenin hikayesi. Bir yandan üzülerek, bir yandan düşünerek okudum bu romanı. Pembe ve Yusuf ise inanılmaz hayatlar ve dramlar yaşayan insanların, insanlarımızın hikayesi. Ve son olarak blog aleminin kraliçesi Pucca... Yine komik yine eğlenceli. Ve tabii ki harika...
Elif saydık burada 17 kitap var derseniz de diğeri AB'de katılımcı demokrasi ve ekonomik sosyal komite ile ilgiliydi... Yani iş için okuduğum bir kitap olduğundan burada yeri yoktu :)))
geçmiş olsun :) ha haaaaaa yemişsin kitaplarıı. pucca yine iyi diyosun. okusam mı acaba öncekileri okumuştum :) ayro dinamik iyi diyon ona da bi bakanzi :)
YanıtlaSilteşekkür ederim :)) yedim yuttum onları :)) oku çok güldüm yine:))) ayrodinamik bir kaç saat içinde bitiyor zaten hem çok kısa hem de çok akıcı :)
Sil