Bir kurt düştü içime...

Şu dünyada içime bir kurt düşse kitap kurdu olurdu herhalde... Sevgili Deeptone beni yine muhteşem bir soruyla mimlemiş... Uzun zamandır bir şeyler yazamayan ben için de bu muhteşem bir geri dönüş fırsatı oldu... İşte geldim buradayım ben bu işte henüz bir çırağım :)

Hangi şekilde kitap okursunuz diye sormuş Sevgili Deeptone... Valla ben her şekilde kitap okurum. 2 gün okumayayım zaten moralim şekilden şekile girer ama hepsi de üzüntü dolu sıkıntı dolu şekiller olur o zaman. Kitaplar beni mutlulukla besler... Ayrı dünyalara seyahat etmemi sağlarlar. Yatmadan önce, uyanıp Oscar'ı gezdirdikten sonra, bir şeyleri beklerken, hastayken istirahatte, trende, uçakta, otobüste yolculuktayken, hatta arabayı ben kullanmıyorsam okurum hep, otururken, yüzüstü, sırtüstü, yan yatarken, hatta bazen ayakta dururken... Romanları çok severim. Bu aralar elimde 3 kitap vardı, ikisi İngilizce biri Türkçe. Üç iyi kız arkadaşın hikayesini anlatan Cocktails for Three'yi bitirir bitirmez Pi'nin Yaşamını okumaya başladım, ki filminden çok daha güzel, hemen yarıladım bile. Sırada ise Sex and The City'den bir macera olan Summer and The City var... 

Yorumlar

  1. maşallah iyi okursun. ben de ingilizce okumayı pek severim. ve bikaç gün okumasam kuruduğumu düşünürüm.
    :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...