2 kızkardeşten lezzet şöleni... Bonapple...

Henüz yazmadım ama geçenlerde pasta kursuna katıldım... Pasta kursunu veren İpek Hanımla yaklaşık 7 saat süren kursumuzda sohbet sohbeti açtı, zevkler ve renkler paylaşıldı... İşte bu sırada İpek Hanım işyerime çok olan Bestekar Sokaktaki küçük bir pastaneden bahsetti bana... Bonapple'dan...





İşyerindeki en önemli sorunum öğle yemeği. Çok güzel ve leziz yemekler yapsa da ustalar menüde illa ki hep et var ve ben et yemeklerini ızgara veya köfte olmadıkları sürece sevmem, yemem... Ama gelin görün ki açlıkla da hiç başedemem. İşte bugün de papaz yahniyi duyunca dedim ki "Bugün yine açız Elifim" ama allahtan benim gibi et sevmeyen ve açlık hissine deli olan işyerinden arkadaşım Ümran da "Bugün yine açız Ümranım" derken kendine, rastladık birbirimize... Değişik bir şey yesek derken de aklıma İpek Hanım'ın önerisi geldi, "Haydi deneyelim mi?" dedim. Ümran da uyumludur, hemen "Tamam" dedi. Ve bize yaklaşık 10 dakia mesafedeki Bonapple'da bulduk kendimizi. 

Daha kapısından başlayan bir sıcaklıkla karşıladı bu minik pastane bizi. Güleryüzlü genç bir kadın "Hoşgeldiniz" dedi. Biz ona mı cevap versek bu sevimli ortama mı bayılsak şaşkınlığı arasında cam kenarında bize ayırdıkları yere geçtik. Bu tatlı geç kadın bize balkabağı çorbası önerdi. Ümran yemek istediğini söyledi ben ise çorbadan pek hoşlanmadığımı belirttim. Sadece somonlu salata yemek istediğimi sonra tatlılara geçmek istediğimi söyledim. Ama bir de baktım ki tadımlık da olsa çorba ikram ettiler bana da... Ev yapımı ekmekleri eşliğinde. Hiç sevmediğim halde çorba kısmını büyük bir iştah ve keyifle yudumladım balkabağı çorbasını... Ardından somonlu salatalarımız geldi. Bu kadar mı güzel bir karışım olur... Sos, somon, kapari, karışık yeşillikler... 

Salatalarımız bitince de beklenen an geldi... Yemeğin en muhteşem anı... Tatlı zamanı... Alman pastası, tiramisu ve mozaik pastanın çok farklı bir yorumu rocky bar... Her biri lezzet şöleniydi. Tatlar adeta ağzımızın içinde dans etti. Ümran ile Mehmet Yaşin ve Vedat Milor ikilisi olduk adeta... Ben ağzımdaki tatları yorumlarken, o ohhh miss diye diye yedi pastaları. İtalya'da yediklerim ile aynı tada sahip bir tiramisuya eşlik eden içi muhteşem bir kremalı alman pastası ve Belçika çikolatası, marshmellow ile fıstıkın arkadaşlığı... Muhteşemdi. Cheesecake'i ise işyerinde bizi bekleyen papaz yahnicilere aldık. Adeta parmaklarını yediler. Hafif ve bir o kadar lezzetli cheesecake onlara da Bonapple yollarını gösterdi...

Biz pastaları bir sürü keyifli sesler çıkartarak yerken, bu lezzetin diğer mimarı yine güzeller güzeli bir başka genç kadın geldi yanımıza, dışarıya masaları çıkarıyordu... "Elif sen de masa örtülerini serer misin?" dedi. Şaşkın bakışlarım arasında anladım ki bize  "hoşgeldin" diyen tatlı genç kadının adı da Elif'miş. Diğer genç kadın ise ablası Elvan'mış... İki kızkardeş de biyologlarmış. 

Onların hikayesini Elvan Hanımın sayfasından okuyabilirsiniz. Meğer aynı dükkan bir zamanlar da Beste Pastanesiymiş. Onların çocukluk anıları o pastaneyle doluymuş... Ben belki Beste Pastanesini hatırlamıyorum ama bugün tattığım o muhteşem lezzetlerden sonra Bonapple'ın anılarımda değil yaşamımda yer almasını istiyorum...

Yorumlar

  1. Bonapple'ı ne güzel anlatmışsınız. binlerce teşekkürler. Güzel yorumlar duymak bütün yorgunluğumuzu alıp götürüyor; hatta birbirimize keyifle sarılarak kutluyoruz bu mutluluğu.
    Sizi Bonapple'da yeniden ağırlamak için sabırsızlanıyoruz
    sevgiyle
    Elvan

    YanıtlaSil
  2. Biz de sabırsızlanıyoruz Elvan Hanım... Ümran bugün de uğrayıp tiramisu ve bitter çikolatalı kurabiye almış... Valla spor salonunda daha fazla vakit geçirmemize değecek tatlar... ellerinize sağlık... sevgiler

    YanıtlaSil
  3. aaa ankaraya gelince giderim. bestekar sokak ha. oley ne güzel sokaktır yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eliften selam getirmişem dersen çok sevinirim:))

      Sil
    2. ya da beraber gidelim... bir balkabağı çorbası içelim :))

      Sil
  4. İnternet üzerindeki yorumlar vasıtasıyla gittik fakat açıkçası pek beğenmedik. İlk olarak servis açılması bir yana peçeteler ve kişi sayısıyla aynı olmayan çatal bıçaklar toplu halde önümüze atıldı. Bir diğeri ise tatlılar abartıldığı kadar güzel değildi açıkçası insan 2 adet tatlıya 25 lira verince biraz daha kaliteli ve farklı tatlar arıyor. Çankayada oturan biri olarak burası daha yakın olmasına rağmen başka cafelere giderim. Umarım bu yorumum dikkate alınır. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. herhalde aksilik olan bir güne denk gelmişsiniz...
      elvan hanımlar dikkate alacaklardır...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...