Mim'lenen ilk hatıralar...

Blogumu okuyanlar bilir, en sevdiğim blogger Sevgili Deeptone'dur... Herkese şöyle bir uğrasam da onun sayfasına hergün bir kaç kez giderim... Eski - yeni yazılarını okurum... Kimseye pek yorum yapmam bir ona yaparım... Hiç tanımadığım, esrarengiz adı ve farklı yazıları nedeniyle nasıl biri, neler yapar, saçı ne renk, boyu nasıl, kilosu nasıl hep çok merak ederim... Onun beni okumasından gurur duyar, bana yorum yazdığında mutluluktan sarhoş gezerim... Ve Deep yine ruhumu okşadı, beni mim'ledi... İnsan mimlenince mutlu olur mu? Hem de ne olmak koltuklarım puf böreği gibi kabardı, yüzüm gülücüklerle aydınlandı... Ne mutlu bana 2 mim'im var :)


İlk olarak Çalıkuşu hikayesinden gelen mim'den başlamak istedim... Sanırım her satırını ezbere bildiğim, kimbilir kaç on defa okuduğum, bir o kadar da Aydan Şener'li dizisini izlediğim Reşat Nuri şaheserinden esinlendiği sorumuzun cevabına gelelim... Hatırlayabildiğim ilk anım...

Ben ilkokula erken başlamışım... Aslında anaokuluna yazdırmak üzere götürmüş annem beni Gönen Koleji'ne... Ama biraz irice olduğum için o zamanlar anaokuluna değil de ilkokula başlatabilirler mi acaba diye birkaç soru sormuş okul müdüresi Neriman Gümrükçü bana... Zeki olduğuma, aklımın benden bir yaş büyüklerle aynı çalıştığına kanaat getirmiş olacak ki 5,5 yaşımda başlamışım 1.sınıfa...

Şimdilerde ne yazık ki yok ilkokulum, kapandı... Ankara'nın Emek semtinde hayal meyal hatırladığım bir sokaktaydı okulum... Okulla ilgili çok net hatırladığım anılarım da yok aslında ilk gün dışında... Annemin bir arkadaşının oğlu ile başlamıştık aynı sınıfa. Hatırladığım kadarıyla annelerimiz ve babalarımız birlikte götürmüşlerdi bizi okula. Zaten onlarla sık sık görüştüğümüz için ben mutlu ve rahattım arkadaşımla birlikte olduğum için. 

Benim süpermanli bir çantam vardı. O zamanlar önlükler siyahtı, beyaz yakalarımız ve okulun logosundan armalarımız vardı. Saçlarımı kısa kestirmişlerdi. Sık sık yıkandığım için hasta olmayayım diye aldıkları bir tedbirdi sanırım. Büyüdüğüme işaretti okula başlamak benim için. O yüzden de sevinçliydim. Gerçi şimdi fotoğraflara bakıyorum da o çocuk gözlerimde biraz tedirginlik ve heyecan görmüyorum da diyemem.

Ama anlaşılan benim sevgili arkadaşım aynı hisleri taşımıyordu. Çünkü ilginç bir şekilde hiç beraber fotoğrafımız yok okulun ilk gününden... Onun yerine benim onun çantasıyla fotoğraflarım var. Neden mi? İşte hayatımda geriye dönüp baktığımda en net hatırladığım ilk anım onunla ilgili... Sınıftaki tüm öğrenciler sıralarına geçmiş, kapıda bekleyen annelerimize el sallayarak, gülümseyerek öğretmenimizi beklerken, benim sevgili arkadaşım kapıda annesini bir an göremeyince koşarak sınıftan çıkmıştı... Ağlayarak hem de... Sonra sınıfa öğretmen geldi ama benim arkadaşım bir türlü gelmek bilmiyordu. Annesi işe dönmek zorundaydı ama bizimki annesinden ayrılmak istemiyordu. Sınıfın kapısı açık, öğretmen koridordaki ağlak öğrencisini iknaya çalışırken ve bizimkinin hüngürdemeleri, çırpınmaları sınıfta duyulurken kendi değil ama çırpınırken ayağından fırlayan ayakkabıları gelmişti sınıfa... Ondan önce ayakkabıları başlamıştı ilkokula...





Geriye dönüp baktığımda gerçekten ne kadar zorlarsam zorlayayım kendimi , daha eski bir anıya götüremiyorum bu herşeyi unutan beynimi. O gün başlıyor bendeki hafıza, gülümseten bu anıyla...


Yorumlar

  1. en eski anın ilkokula başlama ha. emekte gönen ilkokulu mu varmış. emekte, bambucuya çok yakın oturmuştum birazcık yaaa. edesa var di mi ordaa üfff. okul anın hoşmuş. ayakkabılar girdi önce ha. :) nesli nabıyo bu arada ya. fazla görünmüyor artık. selem söle. :)

    (siyah saçlı esmerim, normal orta boy işte, çok kısa asker traşlı, 65 kilo. yabancı dillerle ilgili işlerim. mütercim tercümanlık yaparım, business dersleri veriyorum ingilizce. ekonomi ve ab okudum burslarla, amerikada ve ankara hukukta. hep tiyatro sinema konser filan kitap bi de. daima yalnızım. herşeyi yalnız yapıyorum. keyifli huzurluyum bi deee :) :)

    YanıtlaSil
  2. deepppppppp ankara hukuk mu ben de oradan mezunum...
    ya sen çok şekersin çok tatlısın ve evet huzur saçansın :))

    YanıtlaSil
  3. tuğrul arat tanıyo musun. pek severim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanımam mı...
      ama ben turgut akıntürk ve erdal onarcıydım :)) bir de zeki hafızoğulları...

      Sil
  4. anladım. bir de yaşlı bi teyze vardı yaa :) g ile başlıyordu adı sanki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hepsi yaşlıydı ya :)
      özcan çelebican gürgan çelebican ikilisi vardı roma hukuku ekonomi...en net hatırladığım yaşlı çift...hatta annemin babamın da hocasıydı o ikili :)

      Sil
  5. sanem baykal tuğrul arat. hocalarım. hatırlıcam dur. fikri ve sınai haklar hocam o teyze bulurum yaa :)

    YanıtlaSil
  6. prof ya. ab hukukçusu. sanem hoca. bulcam diğerlerini arıyom şimdi nette :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her ayrılık bir "Veda"yı hak eder...

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)