Ben duramam bu mim'i de cevaplarım :))

Yine, yeni, yeniden Sevgili Deeptone, bir mim'den haberdar olmamı sağladı. Gülsüm Pelin Şipka'nın bir mim'i... Çok sevdim, cevaplamak istedim... Onlara çok da teşekkür ederim bu güzel mim için...


Kedi olsaydınız hangi cins kedi olmak isterdiniz ve tercihiniz neden o cins olurdu?
Dürüst olayım mı? Ben kedi olmak istemezdim. Zaten Allah da bunu biliyormuş beni insan olarak yaratmış ve hem de genellikle huyları bir köpeğinkine yakın insanlardan... 
Ama hani illa kedi olmam şartsa, işte bu Honeybear'dan olurdum. Neden mi baksanıza ne şeker adı gibi. Yüzü de güzel mi güzel... Huyu da öyle... Çocuk seven kedi varsa o da işte buymuş... Güvenene kadar uzak dururmuş ama güvendikten sonra sizi sever ve yanınızdan ayrılmazmış... Ve işin ilginci işte öyle bir kedi ki köpek gibi eğitilebiliyormuş... Yani olmak istediğim kedi bile "köpek" gibi...

Enstrüman olsaydınız hangisi olurdunuz?


Vallahi ben olsam olsam vurmalı çalgılardan olurdum... Hangi tür müzik dinlesem en heyecanla beklediğim an, baterinin davulun, zilin ya da gongun devreye girdiği anlardır. Hele CSO konserlerinde tüm orkestra üyelerine göz gezdirir ama o gongu, zili tutan, davula vuran elleri izlerim... Allah beni davul etsin e mi :)


Hangi yazarın yazım tarzını kendinize yakın buluyorsunuz?


Ruhuma hitap eden yazarların başında hiç kuşkusuz Kürşat BAŞAR geliyor. Romanlarına bayıldığım bu yakışıklı adama sevgili seçimlerinden dolayı kızıyorum. Neden mi? Yahu neden beni seçmiyorsun sen be adam? Tanımadığı için olabilir mi acaba? diyor iç sesim... Yani tanısa seçerdi o kadar tavan özgüvenim...


Ruhunuzu yansıtan şehri paylaşır mısınız?

Benim ruhum 4 şehrin karışımından oluşuyor. Doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığı, ilk kez aşık olduğum, ilk kez aşk acısı çektiğim, arkadaşlarımla, dostlarımla, ailemle her köşesinde kimi zaman mutlu, kimi zaman hüzünlü anılar bıraktığım şehrim Ankara... Sokaklarını ilk gördüğüm andan itibaren tanıdığım hissini veren, beni kendinden kabul eden, sarılıp, kucaklayan, sımsıcak, temiz, güzel insanlarıyla, doğmadığım, büyümediğim ama çok kısa bir süre yaşadığım şehrim İzmir... Ve yurtdışından iki başkent, gezmekten zevk aldığım, yaşamaktan hoşlanacağım, güzel anılarımla dolu Berlin ve Moskova...

En sevdiğiniz sanat dalı hangisi?

Hani derler ya sanatın her dalını severim... Yalan söyleyemem ben her dalını değil ama çoğu dalını severim... Müziğe bayılırım, kulağım sıfırdır ama müzik dinlemekten çok hoşlanırım, hele şarkı söylemeye bayılırım.  Dans ve müziğin uyumu beni benden alır, başka diyarlara götürür... Bale favorimdir, buz dansı, latin dansları, yapamam ama izlemek bana büyük keyif verir. Çok uzun zamandır dans kursuna gitme niyetim vardır, ama hep niyette kamıştır. Ya acaba hayata geçirmenin zamanı mı geldi de geçiyor ne... Sinema ve edebiyat, başka insanların hayatlarını, hikayelerini okumak, izlemek, bayılırım... Ve resim, yapmayı da çok severim, hele saatlerce bir tablonun önünde oturup onun her bir parçasını ayrı ayrı inceleyebilirim. Sanat, beni günlük hayatın stresinden alıp, uzaklara götüren sığınma limanım...

Yorumlar

  1. süper yanıtlamışsın.
    müzik önce sonra dans edebiyat sinema resim.
    ankara izmir berlin moskova.
    değişik bayağ.
    :)
    kürşat saf işte bilmiyooo.
    :)
    kedi hihihi çok hoş.
    davul öl e emi.
    adam arada bir güm diye vurur onu bekliyorsun yani klasik konserlerde ha.
    :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...