Beren ermiş Kenan'ına, Kenan ermiş Beren'ine... Darısı tüm isteyenlere...

Bence Beren Saat ve Kenan Doğulu ikilisi çok uyumlu bir çift... Çok da yakıştılar birbirlerine... Neden mi? İtiraf ediyorum; çünkü ikisini de ekranda ilk gördüğüm günden beri hiç beğenmem ve pek de sevmem... O yüzden çok sevindim birbirleriyle evlendiklerine. Allah mutlu mesut etsin bir yastıkta kocatsın. Darısı da tüm sevenlerin, isteyenlerin başına olsun...



Berenin şapkası eleştirilerin
merkezinde yer aldı.
Öyle moda blogu gibi ele almayacağım bu düğünden gelen ilk kareleri. Zira modadan çok anlamam. Benim için moda klişe laftır ama kendine yakışanı giymendir, daha doğrusu benim için giydiğini kendine yakıştırmandır. Sen gibi giyinmendir. O yüzden 1930'lardan kalma bir kıyafeti iyi taşıyorsan da bana göre modaya uygundur. Tarzın stilin seni farkettirir. Yoksa günümüzün ombre veya balyaj boyalı kızlarının bir örnek fönlü saçlarıyla, aynı parmak arası sandaletleri ve kısa şortlarının üzerine giydikleri şifon bluzlerle moda olmaktan öte bir kopya giyinmiş adeta bir yardım kampanyasından kıyafet dağıtılmış da hepsi almış bir örnek hallerini hiç beğenmem. Birbirinin aynısı insanlarda onların farklarını, kendilerine özgü stillerini yakalayamamaktır beni bu görüntüden uzak tutan. O yüzden bence Beren Saat ve Kenan Doğulu'nun seçtiği gelinlik ile şapka ve damatlık ile ayakkabı tam da kendilerine özgü bir stili yansıttığından çok hoş olmuş. Her ne kadar sevmem desem de insanların hakkını da yemem yani. Ne demişler "Sezar'ın hakkı Sezar'a"...


Beren Saat Türkiye'nin Yıldızları'nda 2. oldu.
Bu düğünün bahanesi ile yine geçmiş anılardan birini paylaşacağım sizlerle. Sene 2004 filan olmalı ya da 2005 tam hatırlamıyorum... O zamanlar tv'de bir program var Türkiye'nin yıldızları diye. Beren Saat de oradaki yarışmacılardan biri ve 2. oluyor benim ise kesinlikle favorim değil. Ben o tip kızları pek beğenmem. Onca kibarlık, onca kırılgan haller bana gerçek gelmez. Hoşlanmam. Ondan da hoşlanmıyorum, çünkü normalin üzerinde bir naziklik, bir gülümseme halleri, bir boyun bükmeler. Benim için inandırıcı değildir neden bilmem o tarz insanları görünce bir ürkerim acaba bu yumuşak duruşun altında neler saklıyor, benden neleri gizliyor diye düşünürüm. Ben kendi hayatımda tanıdığım o tarz insanlardaki izlenimim böyle diye ona da önyargımı yapıştırdım gitti ilk günden beri. Tabii Beren ile hiç tanışmadık. Bu önyargım olmasaydı tanışıyorduk o da ayrı mesele. Nasıl mı?


Benim arabam da buna çok benzerdi
O zamanlar Renault Clio bir arabam var. Babam almıştı yüksek lisans yaparken. Yıllarca hayalini kurduğum birşeydi araba sahibi olmak, araba kullanmak. Küçük bir kızken koltuğun iki minderinin arasına havanın sapını sıkıştırır vites, küllükten direksiyon birbirinin üzerine koyduğum terliklerden de gaz ve fren yapardım. O zamandan arabayı otomatik vites üretmişim kendime... İşte arabam benim hayallerimin gerçek olması demekti, plakam da adıma uygun alındı üstelik okul numarama da 06 EB 095. Bir gün babam arabayı servise götürmüş, orada biriyle tanışmış kızına araba almak istiyormuş, benim arabamı da temiz diye çok beğenmiş, babam bana sormadan satamayacağını söylemiş o da bama neden almak istediğini anlatmış, kızı tv'deki yarışmayı kazanmış, İstanbul'a yerleşecekmiş orada arabaya ihtiyacı olur diye düşünmüş. Tabii ben bunu duyunca hemen "Hayır" dedim "Arabamı seviyorum ve satmak istemiyorum o ayrı hele de o kıza hiç satmak istemiyorum. Benim arabama o binemez" diye tutturdum ve arabayı satmadık.


Şimdi yıllar sonra gülümseyerek hatırlıyorum bu anımı. Clio'mu ondan birkaç yıl sonra sattım yerine civic aldım ama sonra Oscar büyünce arka koltuktan ön koltuğa geçmeye çalışıp, ben araba kullanırken bana sevgi gösterileri yapmaya başlayınca araba bir kez daha değişti artık koskocaman bir captivamız var oğlumla. Yıllar önce çocukluk hayallerimi süsleyen resimlerde çizdiğime benzeyen bir 4x4.  Ama benden çok Oscar'ın arabası o. 


Ve Beren'in de artık Clio isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bölüm başına kazandığı paralarla Clio filosu kurabilir zannımca. Hepimizi kazadan korusun Allah... Ve hayallerimizi gerçekleştirdiğimiz, mutlu ve huzurlu ömürler yaşayalım. Beren ve Kenan da çok mutlu olsunlar. İşleri zor zira. Daha ilk fotoğraflar varınca Türkiye'ye o ne şapka, o ne ayakkabı, o ne renk diyerek eleştirilmeye başladılar bile. Onca göz üzerindeyken yaşamak, kendin olarak kalabilmek zor. Bence gayet güzel fotoğraflar, gayet güzel bir stil... Tam da kendilerini yansıtıyor... O yüzden ben onlara bir de ekstradan sabır diliyorum... Darısı tüm sevenlerin isteyenlerin başına... 


Kenan Doğulu buzmavisi damatlığı, mavi papyonu ve beyaz ayakkabılarıyla
kiminin beğenisini kazandı kimin eleştiri oklarının hedefi oldu.
Ama bence tam Kenan Doğulu'ydu.
 Beren Saat de şapkasından ayakkabısına beyazlar içinde sade gelinliğiyle
 aynı tarzdaki beğeni ve eleştirilerin merkezine yerleşti.
Oysa bence o da kendisiydi yani tek kelime ile Beren Saat'di.

Yorumlar

  1. gördüm onları ya ikisi birlikte pek şirinler :) minyatür porselen gibiler yaa :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...