Minik kalp uçtu uçtu... Yalnız kovboyun atına kondu...

Hayat tesadüflerden ibarettir... Ve aşk tesadüfleri, tesadüfler de bizi sever... 

Minik kalp tüm yaralarını sarmış, geçmişi bir daha dönmemek üzere unutmuş, hayatın doya doya yaşamaya değer olduğunu anlamış... O yüzden her anının tadını doya doya çıkarmaya çalışan ve yeniden heyecanla çarpan, hayatta sahip olduklarıyla mutlu mutlu uçan minik kalp, bir gün yanlışlıkla gitmiş yalnız bir kovboyun atına konmuş. Kovboyu hiç tanımıyormuş, kendisini yanlış anlamamasını istediği için kovboyun omzuna dokunmuş demiş ki "çok özür dilerim ben uçtum uçtum uçtum derken yoruldum, gelip buraya kondum"... Yalnızlıktan sıkılmış olacak kovboyun pek hoşuna gitmiş yanıbaşına konan bu minik kalp.


"Hoşgeldin" demiş yalnız kovboy, "aslında pek hoşlanmasam da yanıma gelinmesinden, bu kez nedense benim de hoşuma gitti gelmen." Minik kalp heyecanlanmış, ne diyeceğini bilememiş bu yalnız adama. Hayatta başına gelmez sandığı bir şey olmuş böylece hiç tanımadığı kovboya güvenivermiş birden. Derken minik kalp ile yalnız kovboy görüşmeye başlamışlar. Onu ilk kez gördüğü andan itibaren heyecanla çarpmış hep minik kalp. Ama her çarpışında eski yaraları acıtmış canını. O yüzden kendini tutmuş minik kalp, yavaşlatmaya çalışmış her çarpışını, sakinleştirmeye çalışmış kendisini. 
Yalnız kovboy, çok meşgul bir adammış, hem evi uzaklardaymış hem de işleri öyle yoğunmuş ki, çok az gelip görebiliyormuş minik kalbi. Minik kalp belli etmemeye çalışsa da onun gelişini heyecanla bekliyormuş hep. Minik kalbin dursun istediği dakikalar onun yanında rüzgar gibi geçiyormuş. Ve çarçabuk geliyormuş ayrılık anları. Yalnız kovboyun varlığı bile öyle mutlu ediyormuş ki minik kalbi, kırılmıyormuş gidişine ve her seferinde gelişini daha bir mutlulukla bekliyormuş.  
Yalnız kovboy ise ne çok sevildiğinden habersiz, işlerini yapıyor, atına binip geziyormuş. O özgür hayatını seviyor ve dilediği gibi yaşamak istiyormuş. Minik kalp çok sevdiği yalnız adamı üzmemek ve onu kaybetmemek için ona istediği hayatı veriyor, ne çok sevdiğini göstermekten kaçıyor, onu özgür bırakıyormuş. Oysa istiyormuş ki Yalnız Kovboy artık hep onunla olsun, atına binip istediği gibi gitsin gezsin ama hep onun yanına dönsün. Minik kalp de sonsuza kadar hep onun için çarpsın, onun hayatını güzelleştirsin, onu hep mutlu etsin. O yorgun argın evine döndüğünde, ona sımsıkı sarılsın, sevdiği yemekleri hazırlasın, birlikte televizyon seyretsinler hatta onun işlerine yardım etsin. Böylece çok sevdiği adam da daha az yorulsun, daha dolu dolu yaşasın... 
Bir gün Yalnız Kovboy öyle çok yorulmuş ki, hastalanmış... Minik kalp onun tirtir titrediğini, buz gibi terler döktüğünü görünce çok korkmuş... Dünyası başına yıkılmış... Ya çok sevdiği kovboyuna bir şey olursa diye endişe etmiş. Ama işte cesur bir kalpmiş o... Güçlü durmaya çalışıp, kovboyu iyileştirmek için çırpınmış durmuş. Dualar etmiş tanrıya... "Allahım" demiş "Nolur beni onsuz bırakma, yalvarıyorum sana onu iyileştir." Üşümesin diye sımsıkı sarıldığı kovboy kendisini daha iyi hissettiğini söyleyince rahatlamış minik kalp... Kovboy derin bir uykuya daldığında, onu sandığından da daha çok sevdiğini anlayan minik kalp dualarını kabul ettiği için bir yandan tanrıya şükrederken, bir yandan da sevinç, endişe ve rahatlamayla karmakarışık duygularıyla başedememiş ve canından çok sevdiği kovboyunu uyandırmamak için sessizce ağlamaya başlamış... Ve o gün karar vermiş, artık sevgisini gizlemeyecekmiş.
Ama işte ne yazık ki yalnız kovboy yalnızlığa o kadar alışkınmış ki, minik kalbin sevgisini görememiş, belki de hiç kimse onu öyle sevmemiş... Eeee haklıymış da yalnız kovboy, çünkü insanlar çok farklıymış, kimse kimseyi canından çok sevmezmiş, herkes illa ki bir karşılık beklermiş, ya da sevdiklerini değiştirmek isterler, onları oldukları gibi kabul edemezler, varlıklarıyla mutlu olup, sevgileriyle yetinemezlermiş. O yüzden inanmamış minik kalbe, çok kızmış ona... Kırılmış minik kalp bir kez daha...
Minik kalp hala çok severmiş Yalnız Kovboyu...İstermiş ki o hep hayatında olsun...İşlerine yardım etsin... Onun hayatını kolaylaştırsın...Yorulmasın kovboy çok, hayata zaman ayırabilsin ve...  Öyle çok seviyormuş ki Yalnız Kovboyu... İsityormuş ki ona benzeyen minik kovboylarla iyice renklensin hayatları...

Bu hikaye nasıl sona erer veya nasıl devam eder bilemezmiş Minik Kalp... Ama uçmaktan yorulup konduğu yerin Yalnız Kovboyun atı olmasına hep çok sevinirmiş... Minik bir tesadüfle hayatına giren Kovboyun varlığı ona hep mutluluk verirmiş...


Yorumlar

  1. Yalnız kovboy birgün yalnızlıktan sıkılsın ve minik kalbin peşine düşsün atıyla ve rintintiniyle.. Amin..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...