Hedefi değiştirmek lazım...

Sevgili Bayanlar ve Baylar... Anlaşılan o ki yeni yılın gelmesiyle birlikte uygulamaya konulması planlanan başta kilo vermek gibi alınan kararlar daha yılın ilk haftasında hedefinden şaşmış durumda... Eeee o zaman yapılacak en doğru şey yaydan çıkan oka göre hedefi değiştirmek olacak galiba...

Senenin son haftalarında giderek daha fazla yedik di mi? Nihayetinde kış depresyonu vardı, hava soğuktu, rahatlamak ve ısınmak için besine ihtiyaç doğdu. Herkes yavaş yavaş kış moduna girmiş güvercinler gibi yağ bağlamaya başladı. Ama her yutulan lokma popaya, göbeğe doğru yol alırken de suçluluk psikolojisi ile pek çok karar verildi. "1 Ocak itibariyle diyete başlıyorum"... "Aman canım bugün yılbaşı, zaten bu akşam son kez böyle yiyorum yarın diyete başlıycam.", "Yeni bir yılla yeni bir başlangıç yapacağım, diyet başlıyor, kilolar gidiyor."... Türlü çeşitli cümlelerle aynı hedefe yönelik planlar. Ama gelin dürüst olalım, bugüne kadar bu şekilde verilmiş hangi söz tutuldu, hangi plan gerçekten uygulanmaya konuldu. O yüzden haydi bakalım B Planına geçelim, hedefimizin yönünü değiştirelim. Nasıl mı?

Şimdi Değerli Baylar ve Bayanlar şu dünyadaki gelmiş geçmiş en seksi ve güzel kadın Marilyn Monroe ise, o dönemin mankenleri, oyuncuları ve hatta hatta Pin Up Girlleri az biraz etlerine dolgun hatunlar ise ve "Balık etli hatunlar daha seksi ve güzeldir", "Bir dirhem et bin ayıp örter", "Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı", "Biraz ele gelecek" gibi sözlerden yola çıkarsak ve bugüne kadar Atalarımız söyledikleri sözlerde de hiç yanılmamışlarsa, mevcut kilolara elveda diyeceğimiz, onları yok edeceğimiz değil onları daha seksi ve güzel kılacak çarelere yönelmek en doğrusu olacak galiba.

Yani düşündüm taşındım başka çözüm yolu bulamadım. Yok arkadaş başlayamıyorum ben diyete. 6 ay boyunca gıda intoleransına uygun diyetle süte, peynire, yoğurda, ekmeğe, yumurtaya, portakala, armuda, fındığa, cevize, bademe hasret yaşayıp, kıtmır kıtmır yemekler yiyince bir daha o hasrete dayanamayacağımı ne yazık ki acı tecrübeyle öğrenmiş bulunuyorum. Büyük tansiyonum 4.35'e düşüp küçük tansiyonumdan haber alınamayınca "Allahım" dedim "Beslenmeye hasret sana geliyorum orada yiyecekler güzeldir ve kilo problem değildir di mi?" Ama sanırım problemdi ki burada kaldım. Kalınca da "Allahım madem sen burada kalmamı istedin sanırım sana aç aç gelmemi istemiyorsun ben de yemeye başlıyorum o vakit." dedim ve offf ne yedim ne yedim... Tarihte benim kadar hızlı kilo alıp verebilen biri varsa o da Sibel Can'dır. Başka rakip tanımam. Ama kabul ediyorum bu yeme işini biraz fazla abarttım. Artık birinin bana dur demesi lazım. Gerçi ben de kimseyi dinlemem ya hep burnumun dikine dikine gider sonra onu en okkalısından boka batırırım ki aklım başıma gelsin. 

Ama baktım alışverişe çıktığımda giderek o depresyon denilen çukura doğru yuvarlanıyorum, hatta "Burnun ne kadar güzel ya estetik mi?", "Dişlerin çok düzgün porselen mi?", "Aaa cildin ne kadar hoş bir şey mi kullanıyorsun ya da yaptırıyorsun?" diye soranların üzerine "Uleynnn öyle estetikle ilgili çalışmalar yapacak olsam önce götümü göbeğimi küçülttürürdüm" diye gayet asabi zıplayasım var, bu sefer bir değişiklik yaparak, annemin bebekliğimdeki sağlık karnemi okurken yanlışlıkla bir ayda aldım zanettiği oysa bir senede aldığım 6 kilo için babamın "Ne şaşırdın alır tabii o zamandan belliymiş ne olacağı" şeklindeki gayet içten değerlendirmesiyle, dün sabah Oscar'ı gezdirirken rastladığım kibar komşu amcamın "Ben seni en fazla 19 yaşındasın zannettim" iltifatını takiben gayet kibar yollu kilo eleştirisini içeren "Sadece Oscar için değil kendin için de yürü ve biraz spor yap" önerisi ve sevgili kuzenimin "Ya kızım senin süper güzel bir yüzün var" deyişinden yola çıkarak bu cümlenin sonuna vaktizamanında eklediği "Taş gibi hatunsun"u duymadığım için eski süper güzel vücuttan söz etmedi şeklinde vardığım sonucu biraraya getirince "Elif Elif kendine gel artık bu gidişe bir dur de" dedim kendime. "Yoksa valla balık eti türlerinden balinaya döneceksin, bir dirhem etinin kapatacağı kusur kalmayacak başlı başına bir kusur haline geliverecek ve sırf kalçadan ibaret olarak gezineceksin ortada.  El konusuna girmiyorum sana dokunan eller kırılır vallahi. Boydan yana fukara olan ama kilo denince Karun'u aratmayan sen yeminle işe yuvarlanarak gideceksin..." 

İşte bu kez, babam, komşu amca, kuzenim ve iç sesime kulak vermeye karar verdim. Öyle tarih, vade filan belirlemek de yok. Hedef de zayıflamak değil  değiştiriyorum artık onu da bu durumda yeni hedef; balık eti kalarak şekle girmek olsun. Yani harekette bereket, yiyeceklerde keramet var deyip başlıyorum spora... Haydi bana hayırlar ola..


Yorumlar

  1. :)))) hah hah haaaa üzme kendini yaaaa tamam balık kal.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. balık var..balık var deep..hangi balık olarak kalsam..hamsi, palamut, köpek balığı, balina...?? :))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...